KAHVENİN FAYDALARI
* Kolesterolü düşürmektedir. Kahve çekirdeğinden yapılan kahvelerin kötü kolestrolün düşmesinde etkili olduğu ve kolestrol hastalarına iyi geldiği belirtilmektedir.
* Güçlü bir ağrı kesicidir. Hatta ağrı kesicilerin etkisinin (neredeyse yüzde elliye varan oranda) artmasında etkilidir. Bazı doktorların ameliyat sonrası ağrıların azalması için hastalarına kahve içmeyi önerdiği de bilinmektedir.
* Safra taşlarının yok edilmesinde etkilidir. Kadın vücudu erkeğe kıyasla iki kat daha fazla safra taşı üretmektedir. Kahve içen kadınların kahve içmeyen kadınlara göre daha az safra taşı ürettiği kanıtlanmıştır.
* Kahvenin cildi koruduğu kanıtlanmıştır. Güneş ışınlarının neden olduğu cilt kanserine karşı koruyucu görev üstlenmektedir. Kahve içmenin yanı sıra fiziksel egzersiz de yapılırsa kanserojen etkilerini önemli ölçüde ortadan kaldırıyor.
* Parkinson hastalığına karşı koruyucudur. Yapılan bir araştırmada kahve içen bir erkeğin, içmeyen bir erkeğe göre bu hastalığa yakalanma oranını (neredeyse yüzde elliye varan oranda) azalttığı belirlenmiştir. Ancak menopoz sonrası ostrojen terapisi gören kadınların kahve içmemesi çünkü erkeklerdeki durumun aksine bu hastalığa yakalanma riskini arttırdığı görülmüştür.
* Astım hastalarına öneriliyor, çünkü nefesi açma özelliği var. Hatta özellikle astım hastalarına günde 3 fincan kahve içmesi önerilmektedir.
Kaynak Göstermek Zorunludur: http://faydalari.yenimakale.com/kahvenin-faydalari.html#ixzz3GWBS13cO
Kahve tarımının kökeni birçok renkli efsaneye dayanır. Bunlardan en yaygını şöyle bilinir: 3. yüzyılda, Kaldi adında Etiyopyalı bir keçi çobanı, keçilerinin uyarıcı kırmızı kahve çekirdeklerini yedikten sonra ufak çocuklar gibi davrandığını ve çok daha enerjik olduğunu fark etmiş ve böylece kahveyi keşfetmiştir.
Arap kökenleri
İlk ticari kahve tarımı 15. yüzyılda Arabistan’da başlamıştır. Kahve çekirdekleri ve bitkileri Mısır, Suriye ve Türkiye’ye, kahvenin “Arap Şarabı” olarak bilinen istikametine doğru yolunu bulmuştur.
Arabistan’dan dünyaya…
Kahvenin keşfinden sonra umumi kahvehaneler, Orta Doğu’daki her şehirde açılmaya başladı. Kısa süre içinde kahve çekirdeklerinin nakliyesi Avrupa’ya ulaştı ve kahvenin popülaritesi hızla yayıldı.
17. yüzyılın sonlarıyla birlikte, kahvehaneler yoğun ticari eğilimlerini Avusturya, Fransa, Almanya, Hollanda ve İngiltere üzerine yöneltti. Hollandalılar, Uzak Doğu’da kahve yetiştirmeye başladı, İngiltere ve Fransa da bu akıma uydu ve kolonilerine kahveyi sundu.
18. yüzyılda, misyonerler, tüccarlar ve koloniciler kahveyi Orta ve Güney Amerika’ya götürdüler. Doğal çevresi kahve tarımı için ideal bir yer olduğunu gösterdi ve kahve yetiştiriciliği hızla arttı. 1800’lerin sonlarına doğru kahve, özellikle gelişmekte olan ülkelerde, dünyanın önde gelen ihraç ürünlerinden biri haline geldi.
Kahvenin bugünü
Bugün kahve, dünyanın en büyük ticari hammaddelerinden biridir ve ilk sıradaki petrolün takipçisidir. Kahve ticaretinin değeri her yıl, temelde yetiştirildiği gelişmekte olan ülkeler ve tüketildiği sanayileşmiş ülkeler arasında, 12 milyar dolardan fazla gerçekleşiyor.
Kahve fiyatı oldukça değişkendir. Kahve tarım hammaddesi olmasından dolayı, iklim koşullarının değişimiyle gelen talep de farklılık sorunu yaşıyor. Dünyanın en fazla kahve çekirdeği üretimi Güney ve Orta Amerika, Asya ve Afrika’da yapılıyor.
Kahve, sudan sonra dünya genelinde en çok tüketilen ikinci içecek. Kahve kişinin kendini yenilemesini ve güne devam etmesini sağlayan önemli bir unsur. Kahve; bir mola, rahatlamak ve kendimizi ifade etmek, başkalarıyla birlikte bir anı paylaşmak anlamına gelebiliyor.